Gökçealan Köyü-Köyümüzün Tarihi

1-Köyün ilk isminin Helvacı olduğu,zaman içinde Cumalı,Burgaz ve Gökçealan olarak değiştiği,

2-Nüfuslaşmasında Dölten ve Gulfal isimli eski yerleşim yerlerinde çıkan veba salgını sonucunda göç almasının etkili olduğu,

3-Balkanlardan gelen Yörüklerinde köye yerleştirildiği bilgileriyle sınırlıdır.

Son yıllarda akademisyenlerce yapılan araştırmalarda ulaşılan bilgiler heyecan vericidir.

Kabala mevki denilen yerde bulunan Tepetarla höyüğünün MÖ.3.Bin yıla ait malzemeleriyle Pygale ve Kadıkalesi ile birlikte Kuşadasının en erken yerleşimlerden olduğu tespit edilmiştir.

Köy bahcıvanlığı denilen mevkide bulunan mezar taşlarının okunması ile,mezarın 1487 yılında Salur Balioğlu Hızır adına yapıldığı anlaşılmıştır. Bu bilgi 15.yüz yılda köyde yerleşmenin olduğunu kanıtlaması bakımından önemlidir.

Köyümüzün kuzeyinde bulunan, şimdi zeytin bahçelerinin geniş yer kapladığı Gümüş Dağı’nın 19. yüzyıl ortalarında maden işletmeciliği ile önem kazandığı kaynaklarda belirtilmektedir. Gümüş Dağı’nda 1845 yılında İngiliz Georges tarafından bulunan Zımpara Taşı yatakları, uzun süre İzmir’de faaliyet gösteren İngiliz Ernest F. Abbot şirketi tarafından işletilmiştir. Yıllık 2700 ton ihracat kapasitesi ile Batı Anadolu’nun en önemli maden yatağı olmuştur. Osmanlı İmparatorluğunun son yıllarının ekonomik zorluğu ile bu konu ele alındığında mevcut zımpara yataklarının önemi daha iyi anlaşılır.

20. yüzyıl başlarında yapay aşındırıcıların üretilmesi zımpara taşının önemini azaltmıştır. Bir müddet sonra ise rezervlerin bittiği gerekçesi ile yatakların işletilmesine son verilmiştir.

Köyümüzde ilk okullaşma 1902 de köy halkı tarafından yapılan okulla başlar.1933 yılın da ise İzmir Valisi Kazım DİRİK’in öncülüğü ile şu anda 2.kademe öğrencilerinin eğitim gördüğü bina hizmete açılır.

Köyümüz mezarlığındaki mezar taşlarının birçoğunun Osmanlı Dönemine ait olduğu belirtilmektedir. MÖ.3bin yıllarından günümüze kadarki dönem içinde yerleşmenin olduğu köyümüz topraklarında, zengin tarihi bilginin saklı olduğuna inanıyoruz.

Yerel Tarihçilerimizin yaptığı araştırmalar arttıkça bu bilgilerde yüzeye çıkacak, kapalı olan uzunca bir dönem aydınlatılacaktır.